Doğumhane

bebek daha doğmadan babası fatoş firmasının çıkardığı tüm oyuncaklardan birer tane alıp eve doldurmuştu. civar köydeki akrabalar hergün genç anneye taze süt ve keçi peyniri taşıyordu. yemeğin en lezzetli kısmı, geline ayrılıyordu. ellerinde değildi ki, o güzel gülüşlü kadına herkes candı. kadın koca hamile karnı ve ışıltılı yüzüyle evde yığılmış oyuncaklar arasında saçlarını tararken kocası çıplak fotoğraflarını çekiyordu. kadın spartalı bir savaşçı büyütme fikrine de kocasına olduğu kadar aşıktı. adam ise saçları rüzgarda uçuşan bir masal prensesi büyütmekten yanaydı. mancar gözlü babanne bereketli olsun diyordu, becerikli, yaman. her iş gelsin elinden.... canı ne isterse onu yapsın diyordu halası. kimsenin ardında kalmamalı. e iki muhabbet edelim dedi amcası, kız ya da oğlan. matrak bir tip olsun, keyfine doysun. olur mu dedi annane, hanım kız olacak. oturmasını kalkmasını bilmeli. hem herkes yanına yaklaşamaz. prenses soyuydu zat-ı muhteremin kabilesi, pek nazlı... dayısına göre mühim olan fikir dünyasıydı. herhalde cehl-i cühela olmayacak? olur mu öyle şey dedi baba dede, ne demiş napolyon, istemek başamanın yarısıdır. başarılı olacak. aman etmeyin dedi doktor, sağlıklı olsun yeter... anne dede atıldı, başarı nedir ki? ruh bedende gezer ancak. ikisine de iyi bakacak. sabah önce namazını kılar, ardından yoga yapıp yüzer, bilahare sahilde koşardı kendisi. akşama danstan kalmazdı geri. torunum kesin çapkın olur diye geçirdi aklından. ha şunu bileydin dedi anne ve baba içinden. o sırada bağırıyordu annecik; vazgeçtiiiiiiiiiiiiiiiim, doğurmıycam!!!! işte size 20 parmak, dedi doktor. bir burun, iki göz iki de kulak. biraz ufak ama olsun, ne olacak... ohhh dedi annesi gözlerinde yaşlarla, hoşgeldin. hayal kur yeter. şükürler olsun dedi baba. annaneyle sarılıp havalara zıpladılar. doğumhanede dansetmeye başladılar. baba tekrar aşık olmuştu o anda. hem de sonsuza kadar. hey be kimin kızı; o hayalleri gerçek yapacak. göbeği kestiler, havaya attılar. nereye düştüğünü gören olmadı. lanetli sihir işte o gün başladı.